AYASOFYA’DA TERLEYEN SÜTUNUN HİKAYESİ!

Bugünlerde adı birçok gazete yazısına ve televizyon programlarına konu olan Ayasofya’nın siyasi polemiklerden uzak esrarengiz ve ilgi çekici bir yönünü sizlerle paylaşmak istedik: Terleyen Sütun

Ayasofya’nın kapısından içeri girdiğinizde kuzeybatı yönünde ortasında bronzla kaplı bir oyuk bulunan meşhur Terleyen Sütun’u görebilirsiniz. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin merak odağı olan bu yapının hakkındaki farklı rivayetler hala önemli bir tartışma konusu.

Bugün gördüğümüz yapı aslında iki büyük ayaklanmadan sonra yıkıldığı ve tekrar yaptırıldığı için 3. Ayasofya olarak da adlandırılıyor. Ünlü İmparator I. Justinianus döneminde yaptırılan eser aslında dünyanın en hızlı inşa edilmiş (yaklaşık beş yıl) ve en eski katedralidir. Ayasofya’daki bu sütun hakkındaki ilk rivayetimize göre, Justinianus çok şiddetli bir baş ağrısından muzdaripmiş. Bir gün katedralin içerisinde gezerken başını bu sütuna yasladığı ve ağrısından kurtulduğu söyleniyor. O günden beri sütunun şifa kaynağı olduğuna inanılıyor. Günümüzde hala özellikle birçok yabancı turist oyuğun içine baş parmağını sokup tam tur çevirdiğinde dertlerine şifa olacağını düşünüyor. Oyuğun bulunduğu sütunun ıslak olmasını ise şehrin koruyucu olarak görülen Hz. Meryem’in gözyaşlarıyla açıklanıyor.

İkinci rivayetimizin kaynağı ise hepimizin okumasak bile illaki duyduğumuz meşhur seyyah Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi. Aktarılana göre, Hz. Peygamber’in doğduğu gece Ayasofya’daki kubbeler yıkılmış ve bu olay üzerine üç yüze yakın papaz Mekke’ye giderek Hz. Muhammed’in tükürüğünü, ayrıca bölgeden zemzem ve toprak alarak İstanbul’a getirmişler. Yıkılan kubbelerin yapımında kullanılan harca bu tükürük, toprak ve zemzem katılmış. Bu harcın Terleyen Sütun’un gölgesinde yapıldığı için sütuna bir ıslaklık kazandırdığına inanılmaktadır. Son rivayetimizde ise, Fatih Sultan Mehmet’in bu sütunun yanında nur yüzlü bir zat gördüğü ve bu zatın Ayasofya’nın yönünü Kabe’ye çevirecekken fark edildiği için gözden kaybolduğunu anlatılıyor. Bu zatın Hz. Hızır olduğuna inanıldığı için de sütununda böyle bir ıslaklığa sahip olduğu düşünülüyor.

Bu bilinen üç rivayete ek olarak, yine Seyahatname ’de aktarılan başka bir olaya dikkatinizi çekmek istiyoruz. Evliya Çelebi’nin anlattığına göre, Ayasofya’nın inşası için yer kazıldığında temelinden sular fışkırmış ve günlerce eritilen kurşun madenleriyle sağlam bir temel atılıp suyun çıkışı ancak durdurulabilmiş. Acaba Ağlayan Sütun’un Evliya Çelebi’nin anlattığı bu olayla bir alakası olabilir mi? Temelindeki bir çatlaktan çıkan su bu sütundan mı yüzeye ulaşıyor acaba? Peki ama gerçekten bu sütunun suyu temelden geliyorsa neden yanındaki sütunlarda hiç nem yok? Yoksa anlattığımız rivayetler bu sütunun neden özel olduğunu mu açıklıyor? Cevaplarını size bıraktığımız bu sorular üzerine düşünmeniz dileğiyle…

Orhan YETİM

BM Dergi

Öncekini Oku

GELMİŞ GEÇMİŞ EN ZOR BULMACA

Sonrakini Oku

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ’NÜN GİZLİ BİR AJANDASI MI VAR?

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.