Avustralya’nın Yeniden Yeşerdiğini Gösteren Uydu Görüntüleri Yayınlandı

2019’da İnsan ile Doğanın İlişkisi: Avustralya Yangını

Dünya kamuoyunda ortak bir yankı uyandırmış belki de 2019 yılının en büyük felaketi olarak adlandırabileceğimiz Avustralya’daki yangından sonra gelen güzel bir haber vermek istiyoruz.

Avustralya hemen hemen her sene küçük veya orta çapta birkaç yangına tanık oluyordu ama bu seferkinin kontrol altına alınması epey bir zaman aldı. Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinde çıkan bu yangın maalesef 240 gün sonra söndürülebildi.

En makul verilere göre bile bir milyardan fazla canlı bu büyük yangın yüzünden kayboldu. 28 insan hayatını yitirirken yüzlerce ev ise yok oldu. Bu ağır bilanço maalesef bu kadarla sınırlı kalmadı. Dünya’nın neredeyse akciğerleri gibi çalışan bu ormanların yanmasıyla beraber hem Avustralya’nın hem de çevre ülkelerin etkilendiği bir hava kirliliği meydana geldi. Verilere göre Sydney’deki hava kirliliği on katın üstüne çıkmıştı ve havayolu ulaşımı birçok şehirde aksıyordu.

Varlığını günlük hayatımızda anlamadığımız bitki örtüsü ve ormanlar maalesef yokluğunun eksikliğini her alanda gösteriyor. Öylesine büyük bir alandaki ağaçların yok olması bölgedeki sel ve taşkın felaketlerine de zemin hazırlamıştı. Biriken suyu hem tutan hem emen ağaçların olmadığı coğrafyada su baskınları birçok şehri esir aldı. Diğer yandan ise, bu felaketlere yol açan yağışlar aslında orman yangının bitmesini de sağladı. Özellikle ocak ayında bölgede etkili olan yağışlar orman yangınını neredeyse kontrol altına alınmasına olanak sağladı.

Tarihindeki en büyük felaketlerden birini yaşayan Avustralya’nın doğayla mücadelesi yangınla sınırlı kalmadı. Son birkaç yıldır savaşılan kuraklık ise yangından sonra da etkisini sürdürdü. Ciddi manada hayvanların yaşam şartlarını etkilediği gibi insan ve kent hayatını da etkileyen kuraklık, hem su kaynaklarının yok olması hem de tarım arazilerinin kuruması şeklinde kendisini gösteriyor. Yakın gelecekte yangının hasarlarının telafi edilmesinden sonra Avustralya hükümetinin ajandasında üst sıralara çıkacağı bekleniyor kuraklığın.

Bu kadar felaket, zorluk ve tehdidin üzerine bir güzel haber vermek istiyoruz aslında. NASA’nın Aqua uydusundan 2018 yılında çekilen fotoğraf ile 2020 yılında çekilen fotoğraf karşılaştırıldığında aslında herkesi ümitlendiren bir resim ortaya çıkıyor: Yeni Güney Galler eyaletinde baskın olan kahverengi görülen kurak araziler yerini yavaş yavaş yeşil bitki örtüsüne bırakıyor…

(NASA uydusu tarafından çekilen resim)

Kuraklıkla boğuşan ülkede 2020 yılında yağan rekor seviyedeki bu yağışlar kentte ciddi zararlara yol açsa da aslında doğaya bir nefes almasını sağlamış. Bir nevi can suyu olan bu yağışlar da bölgedeki bitki örtüsünün yeşermesinde kuşkusuz çok etkili. Avustralyalı yetkililer yağışların artmasıyla bölgedeki değişimin bir adım daha öteye gitmesini umuyorlar.

Peki sizce böyle bir ortak tecrübe bizi doğayla yeni bir ilişkiye zorlamıyor mu? İnsanoğlunun gereklilikler için tahribat edilen doğal kaynaklar sizce yine insanoğlunun ihtiyaçları kısılarak mı yerine getirilebilir? İnsan gücüyle aylardır durdurulamayan yangınların imdadına yağmurların yetişmesi sizce doğada bir denge olduğunu mu gösterir? Yoksa sadece bu sefer çok şanslı olduğumuzu mu? Yeşeren bitki örtüsü umarım gönüllerimizde de yeşerir ve böyle bir tecrübeye bir daha sahne olmaz insanoğlu. Çevreye daha duyarlı olduğumuz bir yaşam biçimi üzerine düşünmeniz dileğiyle…

BM Dergi

Öncekini Oku

Otonom Araçlarda Risk Daha Mı Fazla?

Sonrakini Oku

The Last of Us Part 2 Satışlara Rekorla Başladı!

One Comment

  • Yakarım avustralyayı

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.