Bir Start-up Hatırası

Yıl 2018, ben Bilkent Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliğinde 3. Sınıfta okumaktaydım. Arkadaşlarımlar beraber 2016-2018 yılları arasında Bilkent Üniversitesi sayesinde yurtdışında staj yapma imkânımız oldu. Bu imkânlar neticesinde yeni bir şeyler yapmak amacıyla çeşitli projeler geliştirdik ve hala geliştiriyoruz. 2018 yılının bahar döneminde akaryakıt ödeme sistemleri için bir uygulama yaptık. Bu uygulama Finansal teknolojiler ile akaryakıt sistemini bir platformda birleştiriyorduk ve öğrencilerin araçlarına nakit para veya kredi kartı ile yakıt alma problemini çözüyorduk. Bu geliştirdiğimiz uygulamayı bayi sahiplerine, arabası olan öğrencilere ve velililere anlattık. Bize çeşitli geri dönüşler oldu ama projemiz genel itibariyle çok beğenildi. Bu görüşmeler neticesinde bir akaryakıt şirketi ile görüşme talebinde bulunduk. Bu akaryakıt şirketi Türkiye’nin en büyük 3 akaryakıt şirketinden bir tanesidir. Görüşme talebimiz kabul edildi ve ertesi gününde uçağa atlayıp bu akaryakıt şirketinin binasına gittim. Görüşmede şirket yönetim kurulu üyesi bir hanımefendi ve teknolojiden sorumlu bir direktör bulunmaktaydı. Bizim fikrimizi yönetim kurulu üyesi çok beğendi hatta direktörüne bu işi yapın gibisinden ifade kullandı. Sonrasında, ben projenin detaylarını, uygulamanın resimlerini İngilizce ve Türkçe olarak direktör beye yolladım. Direktör bey beni sürekli oyalayıcı cevaplar veriyordu. Sonra ben haziran ayının başında direktör beyden randevu talep ettim ve bana 9 Temmuz öğleden önce müsait olabileceğini söyledi. Direktör bey 1,5 ay boyunca çok yoğun ayrıca yalnız 9 Temmuz da öğlenden önce müsaitmiş. Bana böyle bir tavır takınınca en başında randevu almama yardımcı olan insanlara söyledim, onlar sayesinde hemen ertesi gününe randevu aldım. Uçakla İstanbul’a gittim, direktör bey bana projemi beğendiklerini ve yapabileceklerini ifade etti ama bir iş planı olması gerektiğini de söyledi. Bizim okuldaki ekip ile beraber 1 haftada bir iş modeli oluşturduk ve direktör beye yolladık ardından direktör bey bize döneceğini söyledi ve 2 yıl boyunca dönmedi. 2020 yılında ramazan ayında bir telefon geldi ve o direktör bey halimi hatırımı sordu ve o eski projeyi sordu sonra bende cevap verdim. Ardından tekrar telefonla aradım ama açmadı…

Sonuç

Bugün burada bu büyük şirketin ismini vermiyorum ama Türkiye’de bazı şeyleri yapmanın ne kadar zor olduğunu anlatmak istedim. Bu ülkede bir şeyler yapmak isteyen gençleri nasıl hayal kurmaktan vazgeçirdiklerini anlatmak istedim. Ben bu şirketteki insanlarla görüşmek için 3 defa uçakla İstanbul’a gidip, gelip bu büyük şirketin Alaşehir’deki yerleşkesine gittim. Biz gençler yanlış bir şeyler düşünmüşte olabiliriz hatta çok saçma bir şey düşünmüşte olabiliriz ama biz o direktör beyden şu cevabı beklerdik “bu gençler öğrenciler en azından bu gençlere net bir ifade kullanalım buraya o kadar gelip, gidiyorlar” ama bu lafı bile demediler. Biz arkadaşlarımızla beraber asla üretmeyi bırakmadık, hep yeni fikirler aradık, bir projeyi bitirip başka bir projeye yoğunlaştık. Şuanda da altın üzerine bir fintech projesine çalışıyoruz. Değerli okur arkadaşlarım ben ve arkadaşlarımın karamsarlığa düştüğümüzde hep bir söz aklımıza geldi.

“Coca-cola ilk yılında 25 şişe sattı.

BM Dergi

Öncekini Oku

Günlük Hayatta Ahlaklı Kalabilmek : Kant Etiği

Sonrakini Oku

Irkçılık ve Mülkiyet İlişkisi: Amerika Örneği

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.